Kate 18 yaşında bir genç kızdı. Ailesini trafik kazasında kaybetmesi, onu yıkmıştı.
Kate gökyüzüne bakıyordu. Tek gördüğü dehşet veren karanlıktı. Yıldızlar neredeydi, gökyüzünü tamamlayan eşsiz parçalar yoktu.
Bir çok defa şiirlere konu olmuş, ışığı ile dünyayıı aydınlatan Ay'da yerinde değildi. " bu nasıl olur" diye düşündü Kate.
Gözlerini yumdu. Karanlık onu korkutuyordu. Nefesini kesildi. Solukları düzensiz bir ritimde, tempo tutuyordu.
Kate ellerini yumruk yaptı..O kadar çok sıkıyordu ki, tırnakları avucuna batıyor ve canın yanmasına neden oluyordu. Dudaklarını araladı.
Kısık bir iniltiden başka birşey duyulmamıştı. Ruhunun bedeninden ayrılması için, dua ediyordu. O zaman bu acı dolu karanlık bitecekti.
Bitsin artık bu karanlık" diye hayrkırdı. Sadece düşüncelerinde bağırabiliyordu. Düşüncelerini odaklamaya çalıştı. Korkusunu bastırmak için denizi düşünüyordu. Okyanusun huzur veren sesi, rüzgarla uyum içinde bir melodi oluşturyordu.
"Evet, yapmam gereken bu". Düşüncelerini yönlendirdikçe, karanlığın azalacağını anlamıştı. Sevdiği herşeyi düşünmeye başladı. Ormanı , ağaçlardaki kuşların, neşe dolu cıvıltılarını duyuyordu. Yağmurda ıslanmış çimen kokusunu hayel etti. Ruhunun bedenine aktığını hissetmeye başladı. Yer sarsılıyor, toprak kayıyordu.
Birden gözlerini açmayı başardı. Tanıdık bir manzaraya bakıyordu. Odasında sıcak yatağında yatıyordu. Güneş ışıkları pencereden tüm odaya doluyordu.
Kate gülüsemesine engel olamadı. " Sadece bir kabustu" dedi. İçindeki sonsuz rahatlama, yüzüne yansımıştı. Umutları yeşerdi. Güzel ve aydınlık bir gün olacaktı.
Hayatındaki olumsuzlukların son bulacağını umut ediyordu. Üzerini değiştirip, evden çıktı. Bisikletine binerek okula doğru gitmeye başladı.
Sabah rüzgarları saçını okşuyordu. Bisikletin pedallarına daha kuvvetle basıyordu. Rüzgarda kuşlar gibi uçtuğunu hissediyordu.
"Geliyorum hayat hazırım" diye bağırdı...