Yağmurun sessi fırtınaya karışmıştı. Puslu ve nemli ahav tüm okulu sardı. Elizabeth dersten sonra her zaman yaptığı gibi kendini odasına kapatmıştı.
Yağmuru sevmiyordu Böyle zamanlarda odasında rahatmaka onun için daha iyi oluyordu. Pencereden dışarı baktı.
Şimşekler birbirleriyle yarışıyordu. Elizabeth'in içini bir korku kapladı. Küçüklüğünden kalma bir korkuydu.
Şimşekler çaktığından ailesinin nasıl yandığı gelmişti aklına. Dütün düşüncelerden sıyrılmak istercesine başını salladı.
_" Tamam rahatla, iç dünyana odaklan" diyerek korkularını bastırmaya çalıştı.
Dün gece bir görüş gelmişti. Çoğu kez hatırlamıyordu ama bu sefer yanında Dumbledore vardı.
_" Ne demiştim. Karanlık çok yakında. Bilinmeyen aşikar olduğunda, tehlike var yakında. Neden daha açık olmuyor"
Bu görüşün arkasında ne vardı. Yoldaşlığa bir tehlikenin yaklaştığını haber vermelimiydi. tüm bu sorular Elizbeth'i karmaşık bir düşünseline sürüklüyordu.
Kapının dışından gelen sesle irkikldi.
"Kim var orada? İçeri gelin". büyük ahşap kapı gıcırdıyarak açıldı.